Dinlemek için TIKLAYIN
Eskiden çalıştığım bir iş yerindeki sekreter “Herkes Adnan Bey’den izin alıyor, Adnan Bey benden izin alıyor” diye espri yapıyormuş.
Bir şekilde kulağıma geldi.
Tam olmasa da doğru söylüyordu.
Çalışanlar bana bağlı olduğu için benden izin alıyorlardı ama benim izin alacağım kişi “Patron” işyerinde değildi. Bir yere gitmem gerektiği takdirde öyle kafama göre gidemezdim. Çünkü ihtiyaç olur ararlar, yüz yüze görüşmeleri gerekebilir bu nedenle ne zaman geri döneceğimi merak ederler.
Her neyse, işyerinden ayrılmadan önce mutlaka sekretere şuraya gidiyorum, şu saatte geri dönerim diye mutlaka bildiriyordum. Geri dönmeyeceksem mutlaka onu da söylerdim. İşim uzun sürse, geç de olsa mutlaka gelirdim. Bir gün öğlen çıktığım işyerine işyerinin paydos etmesine 15 dakika kala dönebildim. Müdür arkadaşlardan biri beni görünce diğerine “Ben demiştim, mutlaka gelir” diyordu.
Bu sorumluluğun bilincinde olmakla ya da eskilerin tabiriyle “Mesuliyet-i Müdrik” olmakla ilgili bir şey. Eğer sorumluluk sahibi olursanız, ben demiştim diyerek sorumluluğu başkasına atmaz işi takip edersiniz. Nasıl olsa birisi yapar demez, siz yapar veya yapılmasına nezaret edersiniz. Benim işim değil demez işi sahiplenirsiniz. Çok yorulursunuz ama içiniz de rahat olur.
Her işi sahiplenincede işini yapan biri olarak daha fazla iş yükü üstünüze bindirilerek cezalandırılırsınız.
İşi başta bulunan kişi olarak siz sahiplenmezseniz altınızdakiler de size göre daha az bağlılık gösterirler.
Ben fabrika müdürüydüm orada. Ben işi iyi sahiplendiğim için personelim de çok iyiydi.
İyi bir sinerji yakalamıştık.
Yıllar geçti halen ararlar.