Geçenlerde bir telefon konuşması yaptım arayan kişi de çok güzel konuşuyordu ama konuyu anlayamıyordum.
Niye?
Niye’si bana göre odaklanılan şey anlaşılmaktan ziyade güzel konuşmak.
Hem uzun ve dolambaçlı cümleler konunun etrafından dolanıyor ama konuyu net bir şekilde ifade edemiyor.
Durdurdum;
– Ben anlayamıyorum. Bu konuyu biraz basitleştirelim dedim.
– İsterseniz ben anladıklarımdan sorayım siz cevaplayın.
Gereksiz yere yarım saat zaman harcadıktan sonra anlatmak istediği konunun aslında çok basit olduğunu gördük.
Dün akşam da aynı konuya rastladım. Bu sorun aslında bayağı eski bir sorunmuş.
Agatha Christie’nin bir romanında İngiltere’de bir parlamenter için
“Aldığı eğitim nedeniyle basit bir şekilde anlatamıyordu. Adam belagat konusunda tam bir sanatçıydı kulağa hoş gelen sözcükleri artarda sıralıyor ancak anlamlarına gelince hiç bir şey söylemiyordu” diyor.
İngilizcesine de baktım orada eğitim kelimesi geçmiyor ama anlam olarak buna denk geliyor.
Ben yıllarca eğitmenlik de yaptım.
Bazen öğrenci
– Hocam anlamadım diyordu.
Ben de estağfurullah ben anlatamadım diyordum ve konuyu daha da basite indirgemeye çalışarak tekrar anlatıyordum.
Bir konuyu ne kadar basite indirgeyebiliyorsanız o konuyu o kadar iyi biliyorsunuz demektir.
Anlatabildim mi?
Some genuinely superb blog posts on this website, thanks for contribution. “Gratitude is merely the secret hope of further favors.” by La Rochefoucauld.