Performansa dayalı yönetim

1982’de ilk bordrolu işe girdiğimde.

Ooo hocam çok geri gittiniz diyenler için;
eee öyle ne yapayım?
O zamandan bu zamana tecrübe var işte 🙂

Tekrar başlayalım.
Üniversiteden önceydi. 1982’de ilk bordrolu işe girdiğimde, haliyle çok gencim, biraz da sıkılganım.
Boş durmak istemiyorum.
Bir de sonuçta iş karşı tarafın verdiği ücretin karşılığını alması gerekir.
Neyse oradan oraya koşturuyorum.
Sürekli bir şeyler yapıyorum.
Öyle göstermelik de değil. Kaynakçı olarak çalışıyorum.
Verilen işleri çabucak bitirip yeni iş arıyorum kendime.
Bir taraftan da aklımda gerektiği kadar çalışıyor muyum, müdürlerden veya ustalardan birisi kırıcı bir şey söyler mi sorusu var.
Hazmedemem herhalde.

Derken bu böyle sürmez elbette, ustalardan biri geldi yanıma:
– Git sen biraz dinlen diye hemen her fabrikada olan sote bir yeri gösterdi.

Gittim biraz oturdum ama olmuyor ki böyle.
Sıkılıyor insan.
Neyse birşeyler buldum devam ediyorum çalışmaya.

Bir saat kadar sonra işçilerden biri geldi.
Ustanın inceliği onda yok. Ustanın inceliğini anlayacak tecrübe ve bilgi de bende yok ayrıca 🙂

İşçi geldi yanıma;
– Sen böyle hızlı çalışıyorsun, çok çalışıyorsun.
– Yarın bir gün sen gideceksin, biz burada kalacağız, biz ne olacağız dedi.

– Anlamadım ki?

– Sen böyle hızlı ve çok çalışarak bizi kötü gösteriyorsun. Yarın bir gün okul için bırakacaksın bu işi, aynı tempoyu bizden bekleyecekler dedi.

Aslında o zamanlardaki toy halimle anladığım bu adamların rahatını bozduğum şeklindeydi ama sonrasında bilgi ve tecrübe edindikten sonra anladım.

İşyerlerinde olması gereken tempoyu iyi belirlemek gerekir ki bu endüstri mühendislerinin işidir.
Gereken yorgunluk, ihtiyaç paylarını koymak, kaldırdığı yükü, kat ettiği mesafeyi hesaplamak ve çalışanları robot gibi düşünmemek gerekir.
Ancak ondan sonra performans ölçümüne gitmek gerekir.

Ve kurumsal bir yönetim için de performansa dayalı bir sistem şarttır.

REKLAM : Kurumsal Yönetim eğitimi de Learnforbusiness’da, link yorumda.