(Olaylar kurgu değil gerçektir.)
Bir yerde çalışırken;
Patron “üretimi arttırmak lazım ne kadar personel lazımsa al üretimi arttır” dedi.
Ben de epeydir üretimdeki aksama nedenlerini, üretimi yavaşlatan konuları inceliyordum. Zaten işim de bu.
Toplantıda “Yeni çalışan almaya gerek yok, yapılması gereken konular belli üretimi arttırırım” dedim.
Bu doğrultuda çalışmalar yaparak yaklaşık 6 ay kadar bir zaman geçti.
Üretimi arttırmak ya da hızlandırmak, yalnız içeride dönen bir iş değil aynı zamanda tedarikçileri, fasoncuları da buna organize etmek gerekir.
Ve lakin;
üretim adetleri aylık 65000’den 95000’e çıktı.
Ama hesaplarıma göre bir kaç şey daha yapılırsa 110.000’e de çıkabilir.
Neyse, patron memnun, nasıl yaptın, nasıl ettin filan diye soruyor, ben de laf olsun diye bir şeyler söylüyorum ama imalat orada. Gizli saklı bir şey yok.
Patron şimdi de 95000’e çıkan imalatı bu seviyede tutabilir miyiz diye ha bire beni sıkıştırıyor.
“Ben de sorun değil bu seviyede tutarız. Hatta daha yukarılara da çıkabiliriz” dedim ve hata ettim.
O zaman niye çıkartmıyorsun dedi.
Ben de “Satışların düzeyi bu. Daha fazla üretirsek ürünleri koyacak yer bulamayız” dedim.
Mutlu patron yine mutsuz patron oldu.
Ben de aslında iyi bir şeyler başarmış olmama rağmen sanki üretimi engelliyor pozisyonuna girmiş oldum 🙂
Sonraki durum da şu oldu, patron sürekli imalatı daha yukarı çıkartmak için baskı yapmaya başladı.
Devamını daha sonra yazarım.
so much superb information on here, : D.