Pandemi yeni başladığında ofise gidemediğim bir kaç gün sonra baktım olmuyor, gelecek de meçhul ofisi evimin en altına taşıdım. Orayı tam bir ofis yaptım.
Ayrı bir girişi de olduğu için sorun teşkil etmez dedim.
Genel olarak işim uzaktan. Bazen de benim gidip yerinde çalışmam gerekiyor.
Zaten ofisime iş amaçlı gelen ziyaretçi sayısı da azdı.
İyi de oldu. İş amaçlı gelenler yine gelmeye devam ediyor.
Dostluk amaçlı gelenleri ise ofis kapısından değil evin kapısından içeri alıyorum.
İşe gidiş geliş inanılmaz kolay.
Bu büyük bir zevk trafiğe takılmadan işe gidip gelmek.
Ama zorluğu da var.
Temel olarak çalışma saatlerine hakim olamama.
Ofis başka yerdeyken 8’de gidiyordum, 6’da çıkıyor eve dönüyordum.
Şimdi 9’da gidiyorum ama dönemiyorum.
Benimle birlikte ofiste çalışan arkadaş sabah geliyor, akşam olunca da gidiyor, ama ben gidemiyorum.
Nasıl olsa alt kattayım deyip sürekli ofisimdeyim. Bazen saat gece 2’lere kadar ofisimde kaldığım oluyor.
Yukarıda yani evdeyken, tv seyrederken aklıma bir şey geliyor iniyorum.
Bir maillerime bakayım diye iniyorum.
Şunu unutmadan beyaz tahtaya yazayım diyorum iniyorum.
İndiğim zaman da yukarı çıkamıyorum.
Ben hata ediyorum biliyorum ama böylesini seviyorum.
Verilmesi gereken mesaj da şu olmalı;
Ne yaparsanız yapın profesyonel olarak yapın,
İşe zamanında gelin, zamanında gidin,
İşe geldiğiniz zaman verimli çalışın, gittiğiniz zaman da işi unutun.
I’ve been surfing online more than three hours lately, but I never found any attention-grabbing article like yours. It is lovely value enough for me. In my opinion, if all web owners and bloggers made good content material as you did, the web will likely be much more useful than ever before.