İnsan kaynakları nedir? İnsandan kaynak olur mu?
Eskiden daha mı iyiydi ne?
Bir zanaatkar bir iş yapar, işleri yetiştiremediğinde veya daha az yetenek gerektiren işleri yapmak istemediğinde yanına bir çırak alır bu işleri ona yaptırırdı. Dolayısı ile bu kişinin eğitiminden, sosyal ihtiyaçlarından, psikolojik ve maddi sorunlarından kendisini sorumlu hisseder ve gereken ilgiyi gösterirdi. Bir zaman sonra çırak kalfa olur daha fazla saygınlık ve ücret kazanır diğer çırakları yetiştirme sorumluluğunu alırdı, bir zaman sonra ise ustasından icazet alarak kalfalıktan ustalığa geçer kendi kanatlarıyla uçmak üzere kendi işyerini açardı. Dolayısı ile bir üç beş kişiden oluşan bu şirketlerde insan bir kaynak olarak değil bir nevi sorumluluk üzere görüldüğünden çoğunlukla el melekesi (kas hafızası) gerektiren bu işleri sabırla öğrenir ve kendi başına yetecek hale gelir ve de çoğunlukla ustasından minnetle söz ederdi.
Kıyıda köşede tek tük kalmış olmakla birlikte bu oluşum artık tarihin raflarında bizim de anılarımızda kalarak yok oldu. Senelerdir toplu üretim için çalışıyoruz, onlarca, yüzlerce kişi ile çalışıyoruz ve artık kişilerle tek tek bireysel ilgilenmek ve kişisel eksikleriyle ilgilenmek sabır göstermek artık çok zor ve bu iş eski ustanın yerini alan şimdinin patronunun ilgilenebileceği işler değil. Dolayısı ile bu işlerle ilgilensin diye artık İK sorumluları, İK müdürleri, İK direktörleri var. Ve insan artık bir birey olmaktan ziyade ortam, makine, metot, para, enerji gibi iş yapabilmek için gerekli kaynaklardan biri haline geldi. Yani olmazsa olmaz (sine qua non) ama olursa da diğer kaynaklardan daha önemli değil gibi görünüyor. Peki öyle mi? Bu benim cevabını verebileceğim bir soru değil ve tamamen sizin empatinize ve dünya görüşünüze bağlı olarak değişebilecek bir kavram.
Gelelim İK ya da İnsan Kaynaklarına.
İK’nın görevleri;
- Yapılacak işin analizi
- İş gücü planlama
- Personel seçimi
- İşe alma
- İşe alınan personelin eğitim ve geliştirilmesi
- Ücret ve bordrolama
- Performans yönetimi
- Personel ilişkileri
Şeklinde ana başlıklarla ele alınabilir.
Yukarıdaki başlıklara geçmeden önce yazdıklarımın eksik de olsa, olması gerekenler olduğunu gerçekte ise bu şekilde çalışan şirketlerin ancak büyük ve kurumsal şirketler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü bir bakıyorsunuz şirkette İK Müdürü ve yardımcısından oluşan bir pozisyon var ama şirkete bir eleman alınacağı zaman patron devreye giriyor. Önce ben de bir göreyim diyor. Sonra bunu almayalım diyor veya tam tersi bunu alalım diyor. Her iki durumda da karar mercii İK’dan patrona kayıyor dolayısı ile böyle bir durumda İK’nın görevleri olarak yukarıda yazdıklarımız ve aşağıda yazacaklarımız bir anlam ifade etmiyor. Ya da yine benzer bir şekilde patron doğrudan bir arkadaşının oğlunu, komşusunu getiriyor pazarlama, satış ya da arge gibi bir bölüme koyuyor bu da yine bir çok olumsuz duruma yol açıyor. Neyse biz devam edelim ve olması gerekenleri yazmaya çalışalım.
Öncelikle İK’nın sıfırıncı görevi; birimi sorumluluğuna düşen bütün faaliyetleri, şirketin temel hedefine, vizyonuna, misyonuna, politikalarına ve bu doğrultuda oluşturulmuş şirket stratejilerine göre yapmaktır.
İK’nın birinci görevi ise işin analizi olmalıdır;
İşin analizi personel istihdam edilen veya edilecek olan işin detaylı incelenmesidir. Bu analizin sonucunda işin nasıl yapılacağı ve bu işin gerektirdiği görevler, yetenekler, bilgi ve tecrübe seviyesi belirlenir. Bu faaliyetin sonuçlarını genel olarak bu iş için verilen iş ilanlarında görebilirsiniz. Tabi bazı durumlarda bu ilanlardan bu analizin yapılmadığını da görebilirsiniz. Böyle bir durumda bir bakarsınız hiç gerekmediği halde iyi derecede yabancı dil istenir, java bilsin istenir vs.
İK’nın bir başka görevi de İnsan Kaynaklarını planlamaktır.
İnsan kaynaklarını planlamak demek şirketin hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli çalışan sayısını ve tipini (hangi meziyetlere, yeteneklere, bilgi seviyesine, tecrübeye sahip) belirlemek demektir. Tabi ki bunları yaparken diğer bölümlerden gerekli bilgileri ve desteği alacaktır. Esasen İK Yönetimi yalnız İK biriminin sorumluluğunda değildir. Diğer birim yöneticileri de kendi birimleriyle sınırlı olarak İK yönetiminden sorumludur.
İK’nın bir sonraki görevi çalışan seçimidir.
Çalışan/personel seçimi başlıbaşına bir uzmanlık konusudur.
Zira yanlış seçilen bir personel işten çıkartılmazsa çalıştığı sürece oluşturacağı verim kaybı ve bazen de müşteri kaybı ile faydayı bırakın şirkete zarar verecektir. İşten çıkartıldığında ise bu kişinin işe alımında sarfedilen efor, eğitimi, şirket çalışanlarına/şirket çalışanların adaptasyonu ve yeni eleman arama süreci gibi konular şirket için bir kayıp olacaktır. Bu nedenle bir bakıma yanlış eleman seçmek işe hiç eleman almamaktan daha kötüdür denilebilir.
Eleman seçimi için önceki maddelerde yazdığımız işin analizine uygun bir tanımla ilan vasıtasıyla duyuru, bu ilana başvuranların özgeçmişlerinin incelenmesi, özgeçmişi uygun olanların işyerinde mülakata davet edilmesi, mülakatta karşılıklı görüşme ile özgeçmişinin sorgulanması, işyeri ve iş hakkında bilgi verilmesi, birlikte çalışacağı bölüm yöneticisiyle teknik uygunluğu, yapılan özel testlerle kişiliğinin, karakterinin şirket yapısına uygunluğunun sorgulanması vs gibi konulardan sonra, uygunluğunu belirten bir yazı ile birlikte çalışacağı bölüm yöneticisinin de onayını aldıktan sonra adaya bir ücret paketi sunulur.
İK’nın bir başka sorumluluğu da işe almadır.
İşe alma uygun bulunan adayın sunulan ücret paketini kabul etmesiyle başlar.
İşe alınacak adaydan istenecek dokümanlar kendisine yazılı olarak bildirilir ve işe başlama tarihi görüşülür.
Dokümanlar geldikten sonra aday işe başlamadan önce kendisine sunulacak olanaklar önceden hazırlanarak bir paket haline getirilir (Elemanın pozisyonuna göre; İş önlüğü, iş güvenliği malzemeleri, araç anahtarı, laptop bilgisayar, ofis, cep telefonu ve hattı, kartvizitleri, ücretini alacağı banka kartı vs.)
Sigorta bildirimleri vs. gibi resmi işlemlerden sonra aday için bir özlük dosyası açılarak işe başlatılır.
İşe alınan personelin eğitimi ve geliştirilmesi
İşe alınan personel oryantasyon eğitimine tabi tutulur.
Oryantasyon eğitiminde verilmesi gerekenler, öncelikle şirket değerleri, vizyonu, misyonu, politikası anlatılmalı ve iş güvenliği konuları üzerinde dikkatle durulmalıdır. Daha sonra personelin pozisyonuna göre; Patron, genel müdür, İK müdürü veya birim yöneticisi tarafından yeni işe alınan personel iletişimde bulunacağı ve birlikte çalışacağı diğer personelle resmi olarak tanıştırılır. Kendisine İK sorumlusu veya görevlendirilen bir başka personel vasıtasıyla yemekhane, lavabolar, doktor gibi ihtiyaç duyulabilecek yerler gösterilir.