Hemen hepimiz çalıştığımız işyerinde terfi isteriz, terfi bekleriz.
Terfi demek çoğu kez alınan ücrette artış, bulunulan pozisyonda ise yükseliş anlamına gelir.
Terfi ile bir üst kademedeki pozisyonun getirilerinden faydalanmak isteriz.
Örnek olarak şefsinizdir, bir üst pozisyon müdürlüktür ve şirket müdürlere araç tahsis ediyordur, özel sağlık sigortası yapıyordur.
Bu maddi getirisi dışında bir de işin manevi boyutu var elbette.
Terfi demek, şu ana kadar yapmış olduğunuz işi iyi yaptığınız bu nedenle de bir yerde ödüllendirildiğiniz anlamına da gelir.
Terfi demek sorumluluktur, sorumluluk alarak kendinizi daha büyük bir zorluk içerisinde görürsünüz ancak terfi ile gelen güç, yönetecek alt kademelerinizin olması, bir kademeye daha fazla yaklaşmış olmak, büyük kararlarda daha fazla etki sahibi olmak yine işin manevi getirilerindendir.
Neyse bunlar bilinen şeyler.
Daha az bilinen ise;
Bazen işinizde, bulunduğunuz pozisyonda o kadar iyisinizdir ki sizi terfi ettirip de bulunduğunuz pozisyonu sahipsiz bırakmak ya da ehil olmayan kişilere teslim etmek, üstünüzün işine gelmez. Şirketin faydasına da değildir. Bu durumda bir cenderede sıkışıp kalırsınız. Yıllarca aynı pozisyonda kalırsınız.
Bazen de işinizde, bulunduğunuz pozisyonda o kadar iyisinizdir ki sizi terfi ettirdiklerinde geldiğiniz pozisyon sorumluluğu daha çok ancak iş açısından daha pasif bir pozisyon olduğu için şirket açısından yaptığınız işin kıymeti azalır. Başarısız olduğunuz bir pozisyona terfi etmiş olursunuz.
Ya da bulunduğunuz pozisyonda çok iyi olmanıza rağmen terfi ettiğiniz pozisyonun gereksinimlerini karşılayacak yetenekleriniz yoktur (örnek olarak sevk ve idare, sorun çözme, iletişim, zaman yönetimi, planlama yeteneği gibi) ve bunun farkına varmamışsınızdır, sizi terfi ettiren şirket de ancak terfiden ve işler biraz ilerledikten sonra fark etmiştir. Yani yaptığınız başarılı işlerde en verimsiz olacağınız yere kadar terfi etmişsinizdir. Bu şirket açısından hatalı bir karardır ancak geri dönüşü de yoktur.
Yaşadınız mı böyle bir durum ya da yaşıyor musunuz?