İlkokul arkadaşlarımdan birinin küçük bir atölyesi ve üç-beş tane torna, freze, taşlama gibi tezgahları var. Kendi başına çalışıyor. Fena da kazanmıyor.
Ben en son çalıştığım işi bırakınca, “Gel beraber çalışalım. Bana genel müdür lazım, kazandığımızı bölüşürüz.” dedi.
“Yahu zaten tek kişisin genel müdüre ne gerek var” demedim.
Kabul edebilirdim teklifini ama etmedim.
Orada söylemediği şey önemliydi.
Genel müdür isterken gerçekten de genel müdür istiyordu.
Yani kendisini motive edecek, yönlendirebilecek biri olarak beni (veya başka bir güvenebileceği birini) istiyordu.
Tek başına çalışmanın zorluğu;
> zaman zaman bırakma, vazgeçme noktasına gelmek,
> bir adım sonrasına ilerlemek için gerekli motivasyonu ve cesareti içsel olarak oluşturamamak,
> bazen bildiğin, bazen de bilmediğin eksik yönlerini tamamlayamama,
> sınırlı bilginle, inovasyon, sinerji gibi süslü kelimelerle ifade edilen yeni açılımlar yapamama,
> yanlışta direndiğinde, seni uyaracak, gerektiğinde sesini yükseltecek birinin olmamasıdır.
Ben de zaman zaman kendime bir genel müdür arıyorum 🙂