Artık bir işyerinde çalışmayacağım demiştim bir kaç yıl önce.
Dolayısı ile bu kararın ardından bir kaç iş teklifi sağdan soldan geldi ama gitmedim bir yere.
Sonra kardeşim söyledi “abi Ahmet Bey seninle görüşmek istiyor çalıştığı fabrikaya müdür arıyorlarmış. Seni patronlarıyla tanıştırmak istiyor” diye.
Ben de baştan hayır dedim ama diğer taraftan da bir boşluktaydım, bir şey yaptığım yoktu.
Sonraki aramasında tamam görüşeyim dedim.
Ahmet Bey ile telefonda görüştüm. Çalıştığı fabrikaya patrondan sonra gelen bir yönetici olarak beni patronlarıyla (iki patron var, ortaklar) tanıştırmak istediğini söyledi.
Ne ürettiklerini sordum, problemlerini sordum. Görüşme için günü saati kararlaştırdık.
Daha öncesinden bu pozisyonda biri yokmuş. Eğer olsaydı onun yerini doldurmak için arayışta olacaklardı ve o kişinin sahip olduğu değerleri yeni gelecek olan kişi için sorgulayacaklardı. Hatta genel temayül bir yerlere bu pozisyon için olması gereken özelliklerden bazılarının yazıldığı bir ilan verip bu ilana gelecek olan kişileri tartacaklardı (değerlendireceklerdi).
Bu durumda eski kişinin niye işten ayrıldığı veya niye işten çıkartıldığı konusu önem kazanıyor ancak burada öyle bir şey söz konusu değil.
Daha öncesinde böyle bir pozisyon yok iken bu pozisyon kendiliğinden ortaya çıkmaz. Mutlaka bazı sorunları var ki böyle bir pozisyon oluşturmuşlar ve bu pozisyonu doldurmak için bir insana ihtiyaçları var.
Bu sorunlardan bazılarını beni arayan Ahmet Bey’den öğrendim. Elbette ki Ahmet Bey kendisine anlatılanları ve yanında kendi düşüncelerini söyledi. Doğrusu nedir patronlarla yapılacak olan görüşmede öğreneceğiz.
Bu tip görüşmelerde işyerindeki problem, üretim planlama, zamanında sevkiyat sorunları, kalite sorunları, çalışan bağlılığı, verimlilik, sürekli iyileşme gibi konulardaysa benim işe girememe gibi bir durumum söz konusu olamaz. Olursa da tamamen mali konular nedeniyle olur. Yani işyerinin teklif edeceği ücret, benim ücret baremimden düşük olabilir. Ya benim istediğim ücret onların verebileceği ücretten yüksek olabilir. (İkisi de aynı gibi görünüyor ama aynı şey değil)
Biraz havalı konuştum biliyorum ama bu boş egomdan değil kendime olan altı doldurulmuş güvenden kaynaklanıyor. Yoksa yukarıda saydıklarım haricinde bazı problemler var ki işyerinde bu problemler varsa zaten görüşmede ben “Tanıştığımıza memnun oldum ama bu problemler benim rahatlıkla çözebileceğim konular değil size şöyle birisinin olması gerekir” deyip, affımı isteyip görüşmeyi sonlandırıyorum. Her iki taraf için de ileride zaman kaybı olmaması açısından bu şekilde davranışı uygun görüyorum ben. Aksi halde ileride utanmak da var. Yeni işe girene “Allah utandırmasın” diyoruz ya.
Neyse görüşmede ilk başlayanlar onlar oldu önce beni tanımak istediler. Sonra akıllarında olanları soracaklar ve benim bu işe uygun olup olmadığımı değerlendirip bana sonucu bildirecekler. Ama bu tip görüşmelerde tarzım dolayısı ile görüşmeyi yönlendiren ben olurum.
Kestirmeden kendimi kısa bir şekilde tanıttıktan sonra asıl konuya geldim.
Peki sizin işyerinizin problemi ne? Niye bu pozisyon için birisini arıyorsunuz? İçeriden birisi bu pozisyonu dolduramaz mıydı diye?
Problem çözme metodları için TIKLAYIN
Elbette ki bu soruların kapsamı bu şekilde ama soruş ve kelimelerin seçiliş tarzı görüştüğünüz kişilerin yaklaşımlarına ve edindiğiniz izlenime göre değişecektir. Ortama uygun bir şekilde sordum ve kitabi olarak tam olarak açıklayamasalar da bir kaç problemi öğrenmiş oldum.
Şimdi tekrar sıra bende.
Onların söylemiş olduğu her bir problemin yol açtığı işletme açısından nihai sonuçları ve bu probleme yol açabilecek sebepleri sıralayarak bu konuda geçmişten de örnekler vererek nasıl çözülebileceğini tek tek anlattım.
Bunları anlatırken de monolog şeklinde değil de arada sırada soru sorarak anlattıklarımı karşı tarafın onaylamasını sağladım. Karşı taraf benimle empati kurmaya (doğru kelimeler mi bilmiyorum ama aynı şekilde düşünmeye) başladı.
Normalde yarım saat kadar sürmesi gereken bu görüşme bir buçuk saati aştı.
Sonra ben çok konuştum sizin de zamanınızı aldım. Telefon numaram, özgeçmişimde var. Daha sonra tekrar görüşelim demiştim ki, karşı taraftan biri aceleniz yoksa çay kahve bir şeyler söyleyelim dedi. Tamam dedim ama onları biraz yalnız bırakmak için lavaboya gitmek istediğimi söyledim. Ve kalktım.
Geri döndüğümde çay, kahve derken işi ücret kısmına getirmek istiyorlar ama ben konuyu problemlerin çözümüne doğru sürüklüyorum. Ücret beklentimi bana sormalarını istemiyorum.
Sebebi de şu; ücreti bana göre değil, çözülmesi gereken problemlerin ederine göre tespit etmeleri.
Neyse onlar bir ücret dile getirdiler (söylediler demiyorum çünkü net bir rakam vermediler ??? lira civarında dediklerinde ben de onun bir tık üstüne olur dedim ve pazarlık konusu olmasın diye ayağa kalktım ve tokalaşmak için elimi uzattım.
Onlar da kalktılar ellerini uzatırken ve ne zaman başlayacağımı sordular. 1 ay sonrasına gün verdim ve oradan ayrıldım.
Sonra ne mi oldu? İşe başladım ve işe başladıktan 2 ay sonra da bıraktım.
Sebebini daha sonra anlatırım.
İş hayatında ilerlemek için öğrenmeniz gereken bilgiler için
Liderlik eğitimi için TIKLAYIN,
Verimlilik hesaplama ve arttırmak için TIKLAYIN,
Maliyet hesaplama yöntemi için TIKLAYIN,
İşyerini geliştirmek için TIKLAYIN.