Eski zamanların birinde fabrika müdürlüğü yaptığım bir şirketin bağlı olduğu birlik bir etkinlik düzenlemiş.
Bizden de bir iki kişi katılım bekliyorlar. Bir arkadaşla beraber ben de gittim.
Orada aynı birliğe bağlı bir çok şirketten patronlar veya üst düzey çalışanlar var.
Böyle toplantılarda tanıdığın bir kaç kişiyle görüşürsün sonra onlarla devam edersin.
Ya da yeni kişiler tanımaya çalışır, şirketleri hakkında üstünkörü bilgi almaya çalışırsın.
En iyisi de rakiplerle görüşmektir. Genelde can sıkıcı, sinir bozucu olabilir ama bilgi alırsın (belki de verirsin).
Çalıştığım şirketin rakiplerinden birinin patronu da orada. Üstelik bu kişi bizim şirketin patronu ile birlikte başlamışlar ortak olarak. Sonra yollar ayrılmış.
Rakip ama iki tür rakip var bu şekilde ya işin çirkefi olanlar var. Seni sürekli doğru yanlış kötülerler ya da işte rekabet yaparlar.
Bunlar işte rekabet yapanlardan. En tatlısı ve olması gereken de bu.
Neyse tanıştık. Adam hoş sohbet birisi.
Şirketimiz ya da patronumuz hakkında kötü konuşup bizi de germiyor.
İyi anlaştık.
Derken laf arasında benim arkadaşa sordu proje yapıyor musunuz? diye
Arkadaş da tabi dedi.
Sonra hangi projeleri yapıyorsunuz dedi 🙂
Sorulacak soru mu? Diyebilirsiniz. Sorulabilir nezaket çervesinde ama cevap verilmez tabi ki.
Neyse arkadaşım soruyu nezaketle savuşturmak istiyor kem küm ederek.
Ben; “Ahmet Bey siz emailinizi verin, ben teknik resimleri gönderirim” dedim gülerek.
O da kahkahayı patlattı.
Sonra sohbete devam ettik.
Kendisi makina mühendisi, benim endüstri mühendisi olduğumu öğrenince;
Bir taraftan da kendi işinden bahsediyor. ben dedi makina mühendisiyim. Teknik resmim iyidir.
Ben de alttan almadım. Benim de teknik resmim iyidir dedim.
Endüstri mühendisiyim ya, teknik resim açısından zayıf olduğumu düşünüyor.
Sana bir soru sorayım dedi teknik resimle ilgili.
Sonra da söylediğinden utandı.
“Neyse” dedi, “ayıp olur şimdi imtihan yapar gibi.”
Akıllı adam yarışmaz, böylece kimse onla yarışamaz.
Bunu da iyi bilmekle birlikte hiç alttan almadım.
Tevazu da bir yere kadar.
“Hayır başlattın bir kere sor sorunu nasıl olsa bilirim” dedim.
Sordu bildim.
Biraz bozuldu, “bir tane daha var” dedi.
“Onu da sor, yine bilirim” dedim gülerek.
Sordu “onu da bildim”
Sonra da söyledim. Tamam endüstri mühendisiyim ama aynı zamanda eski meslek lisesi mezunuyum. Teknik altyapım sağlam dedim.
Güldü. İyi avladın beni dedi.
Şimdiki meslek liseleri nasıl eğitim veriyor hiç bilmiyorum ama eskiden matematik, fizik, kimya (Fiziğin mekaniği yine vardı) derslerinde zayıf da olsa
meslek liseleri iyi bir eğitim veriyordu.
Şimdi seçme zorunda kalsam yine meslek lisesinde okumayı seçerdim.
Üniversite sınavına girerken (puan kestikleri için) büyük dezavantaj olmasına rağmen bir mühendis olarak iyi bir teknik altyapı oluşturduğu için benim en büyük avantajlarımdan birisi oldu meslek lisesi (metal/makina) bölümü mezunu olmam.
Üniversiteye giriş için de meslek lisesi mezunu olmanın getirdiği dezavantajı çok çalışarak aşmıştım.
“Meslek lisesi, memleket meselesi”