Adamla konuştuğunda bakıyorsun, çok sıradan bir adam gibi duruyor, basit esprilere gülüyor, gereksiz şeylere kızıyor, sinirleniyor.
Bir çok konuda pek de fazla bilgisi yok.
Bilirmiş gibi konuştukları da başkalarından alınan klişeler (Bu arada Kafka, “Dünyada hiç bir düşünce, söz yok ki, bir başkasının söylediklerinden etkilenmemiş olsun” demiş)
Neyse 300 civarında çalışanı olan bir şirketin sahibi bu.
Bulunduğu konuma hak etmeden mi geldi, tabi ki hayır.
Biraz eşeleyince hayat öyküsünde inanılmaz bir hırs ve daha da önemlisi azim görüyorsunuz,
Bir de ilk başta pek fark edilmeyen bir yeteneği var ayrıca ki bana göre başarısının temel anahtarlarından biri de bu, “doğru insanları seçebilmek ve elde tutabilmek”.
“Ahmeti bulduğumda” diyor “Bilgili bir arkadaştı”, Ahmetin daha önce yaptıklarını anlatıyor.
“Ama küskündü. Benimle çalış dedim, çalışmaya başladık, işi o büyüttü Allah razı olsun.
Sonra Mehmet geldi, icra borçları vardı. Hepsini ben ödedim, çok iyi usta. 14 yıldır benimle çalışıyor.
İkisine de benden daha iyi para veren oldu ama gitmediler”
Bir çok iş yeri var, bir çok patron var;
Bazen doğru insanı bulamıyorlar, yanlış insanlarla mücadeleye devam ediyorlar
Bazen buluyorlar elde tutamıyorlar, verdiklerinden çok alacaklarını düşünmüyorlar
Bu nedenle her zaman oldukları yerdeler.