Bir fabrikada çalışıyordum ve ayrılmaya karar verdim.
Önce İK’ya bakan arkadaşla konuştum (ayıp olmasın), sonra gittim patrona istifamı verdim.
İhbar süresi kadar çalışacağım elbette. Bu da bir ayı aşkın bir zaman tutuyor. Elbette istifa verdiğimi bütün arkadaşlar duydu. Doğruluğunu ve ciddiyetini sorguluyorlar ama böyle bir davranışın şakası olmaz elbette.
İhbar süresince de o zamana kadar nasıl çalışıyorsam aynı şekilde çalışmaya devam ediyorum. Başka türlüsü de düşünülemez zaten. Çünkü birilerinden korktuğum için değil, birilerine yaranmak için de değil çalışmayı sevdiğim için çalışıyorum.
Benim işi savsaklamak yerine aynı performansta çalışmaya devam ettiğimi gören arkadaşların kafasında şüphe oluşmuş.
Elbette bunu tahmin etmem zor.
Her neyse bir taraftan da işleri uygun olan kişilere devretmeye çalışıyorum. Çünkü yerime adam bulmaları, özellikle de kısa sayılabilecek 1-1.5 ay gibi bir sürede bulmaları zor.
Patronun oğlu birini getirdi, görüşmeyi de ben yaptım uygun değildi. Onu da gönderdim.
İçerideki birilerine görevleri paylaştırmak daha mantıklı bu kısa süre içerisinde.
Bu esnada benim bilgisayarım ve monitörüm diğer çalışanlarınkinden daha iyi olduğu için bir taraftan da monitörü ben alacağım, yok bilgisayar benim gibi tartışmalar olunca;
noktayı koydum. Bilgisayar da monitörde burada kalacak, kimse dokunmayacak diye.
Bu tartışmalar son buldu.
Zaman ilerliyor.
Müdür arkadaşlardan biriyle bir iş konusunda tartışırken, bana;
” Niye ısrar ediyorsun ki, hem zaten gitmeyecekmişsin” dedi.
Buyurun buradan yakın.
Nereden çıktı bu şimdi. Bir de o kadar emin bir şekilde söylüyor ki, insan kendinden şüpheye düşüyor 🙂
“Neren çıkardın bunu?” diye sordum.
“Patron söyledi” dedi.
İşler daha da karıştı.
Gidip patrona da sorulmaz, istifamı imzalı olarak verdim. O gün gerekçelerimi de söyledim. Bir daha da konuşmadık kendisiyle.
Gereksiz zamla beni durdurmayı mı düşünüyor. Gereksiz diyorum çünkü işten ayrılmamın nedeni para değil. Kariyerimin yönünü değiştirmek için ayrılıyorum. İş de bulup yazılı olmasa da anlaşmışım. Yeni işe başlayacağım tarih bile belli.
Kafamda şüpheler var ve bu bende huzursuzluk yaratıyor.
İyi bir şekilde ayrılmak istiyorum ama patron zorluk mu çıkartacak?
Oysa ilk işe girdiğimden beri fabrikayı çok değiştirdiğimi, çok iyi bir yere getirdiğimi en kötü göz bile inkar edemez.
Neyse patron söyledi dedi, patrona sormayacağım ama işin aslını öğreneceğim.
Arkadaşı bir daha sorguya aldım.
Gerçekten patron söylemiş.
Patron neden öyle söylemiş onu da öğrendim İK demiş “patrona işten ayrılmayacak galiba” diye.
İK niye öyle söylemiş diye sorguladığımda ona da konuştuğum arkadaş söylemiş “Bilgisayarına dokundurtmuyor. Kimse bilgisayarımı ellemeyecek diye söyledi”.
Sözün özü yanlış anlamadan kaynaklanan bir şirket dedikodusuymuş.
Gerçekten bilgisayarıma dokunmalarını istemedim çünkü bilgisayarımda işyeri için çok önemli dokümanlar vardı ve herhangi birisi aldığında bu dokümanlar tehlikeye girer, bu da şirketin 2., 3. kişilere karşı zorluk yaşamasına neden olurdu.
Elbette bunu detaylı bir şekilde anlattım oradaki arkadaşlara.
Bu nedenle ben ayrıldıktan sonra da bilgisayarıma dokunmadılar.
Ben işten ayrılıp başka bir işyerine başladıktan 3-4 ay sonra dışarıdan gelen misafirler için gizlice beni çağırdılar. Gizlice diyorum çünkü gelen kişiler beni sorunca, izinde demişler.
Ben de gittim. Durumu çaktırmadım elbette. Şirketin işini gördüm geri geldim.
3-4 yıl öncesine kadar telefonla herhangi bir konuda yardım istediklerinde o bilgisayardaki dosyaların yerlerini ve isimlerini söylüyordum ve problemleri çözülüyordu.
O şirketteki bilgisayarım aradan geçen yıllara rağmen halen orada duruyor.
ve ne zaman isteseler yine yardımcı olurum.
Böyle güzel anılarla ayrılmak işten gerçek profesyonellik. Harika
İnsanın önce kendisine saygısı olmalı,sizi tebrik ederim.
Doğru söylüyorsunuz. Teşekkür ederim.