Linkedin write an articel diyor yazayım bari.
Konu iş kurmak olsun. İş deyince aklıma artık hep startup geliyor.
Bir startup fikriniz var, birden bir heyecan bastı. Kafanızda şekillendiriyorsunuz. Heyecanınız gün geçtikçe artıyor. Sağa sola anlatıyorsunuz. Bazıları “abi sendeki akıl bende olsaydı” gibi övgü dolu sözler söylüyorlar. Bazıları sizdeki heyecanı anlamsız bulup soğuk davranıyor. Bir taraftan da uğraşma bu gibi şeylerle, paranı ve zamanını ziyan etme gir bir işe çalış diyorlar. Ama ruhunuzda var girişimcilik.
Fikriniz güzel, en azından siz öyle düşünüyorsunuz.
Bir gün bir bakıyorsunuz ki başkaları zaten bu işi yapmışlar.
Hemen yılgınlığa, ümitsizliğe düşüyorsunuz.
Bir taraftan herkese yaydığınıza mı üzülürsünüz, bir taraftan hayallerinizin yıkıldığına mı?
Sizin düşündüğünüz fikri bir başkasının hayata geçirmiş olması aslında pek o kadar da önemli değil. Aynı işi yapıp da kazanan pek çok işyeri var. Fikir kötü ise hepsi batıyor ama iyi ise çok azı kendi hataları veya finans yetersizliği nedeniyle batıyorlar. Batmayanlar ayakta kalıyor ama ayakta kalmak da önemli değil asıl önemlisi aynı işi yapan rakiplerin arasında sivrilip, sıyrılmak.
Şu anda linkedinde yazıyorum. Linkedin çok büyük bir şirket ama rakipleri yok muydu? Vardı ve halen de var. Şu anda aklıma gelen Xing var. Şimdiki cirosu 200 milyon euro civarında sanıyorum. Hatta 5-10 yıl kadar önce Türkiye’den Cember.net isimli bir startup’ı 4-5 milyon euroya satın alıp kendi bünyelerine eklemişlerdi. Linkedin gibi devasa bir rakibi olmasına rağmen yürümeye, bırakın yürümeyi milyonlarca euro kazanmaya devam ediyorlar.
Bunun gibi aynı işi yapan bir çok oluşum var. Siz starup’ınızı kurduktan sonra da rakip olarak nitelendireceğiniz başka startuplar mutlaka çıkacaktır. Ancak hiç bir rakibi küçümsemeden hedefinizi para değil de hizmet olarak seçerek, farklılaşma stratejisi üzerinde çalışıp mor inek olursanız, çok çok çalışırsanız, başarı bugün veya yarın değil belki ama bir sonraki gün sizi bulacaktır.